KADIN

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mynet Soran Anne Platformu

1 Bebeğinizin cinsiyeti nedir?
2 Bebeğinizin yaşını belirtir misiniz?
3 Sizlere hangi konuda yardımcı olmamızı istersiniz?
4 Öğrenmek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Popüler kız bebek isimleri ve anlamları

    En güzel kız bebek isimleri...

    A

    AÇELYA: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki

    AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel

    AHU: Ceylan, karaca 2.Çok güzel,ince,zarif kadın.

    AJDA: Filiz,sürgün. Çok genç.

    AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı

    AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi

    AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün

    AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan

    ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş

    ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime

    ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun

    ANDAÇ: Anılar, hatıralar

    ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin

    ARMAĞAN: Hediye, ödül

    ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek

    ARZUM: İsteğim,dileğim,hevesim.

    ASENA: Dişi kurt, güzel kız

    ASLI: Temelli,köklü. Bir şeyin benzeri.

    ASU: Azgın, huysuz, isyan eden. Afacan.

    ASUMAN: Gökyüzü

    AYBEN: Ben ayım anlamında

    AYBİKE: Ay gibi güzel kız

    AYCAN: Ay gibi sevilen,aydınlık can.

    AYÇA: Yay biçimindeki ay,Hilal.

    AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki

    AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel

    AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz

    AYGÜN: Hem ay, hem gün

    AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi

    AYLİN: Ayla ile aynı anlamdadır

    AYNUR: Ay ışığı

    AYSEL: Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan

    AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak.

    AYSUN: Ay gibi ışıltılı ve güzel.

    AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan

    AYŞEGÜL: Güller içinde mutlu yaşayan.

    AYŞEN: Neşeli,gülen,aydınlık.

    AYŞİM, AYŞİN: Parlak ışık saçan.

    AYTEN: Güzel bir tene sahip olan.

    AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız

    B

    BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik,gençlik çağı.

    BALIN: Yar, sevgili

    BANU: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin.

    BAŞAK: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı

    BEGÜM: Hanım; Kadın hükümdar.

    BELDE: Memleket, şehir, kasaba

    BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen

    BELKIS: Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı.

    BELMA: Uysal,sakin.

    BENAN: Parmak uçları

    BENAY: Ben ayım, ay gibiyim

    BENGÜ: Ölümsüz, sonsuz

    BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç

    BERİL: Zümrüt

    BERİN, BERRİN: En yüksek, en ulu anlamında

    BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı

    BERRAK: Duru

    BERRAN: Keskin, kesici

    BETÜL, BETİL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma'nın diğer isimleri

    BEYZA: Çok beyaz, lekesiz

    BİHTER: Daha iyi, en iyi

    BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi

    BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz

    BİNGÜL: Gülü bol; Gül bahçesi

    BİNNAZ: Çok nazlı,cilveli,kaprisli.

    BİNNUR: Çok ışıklı, ışığı gür

    BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz

    BİRGÜL: Tek ve güzel bir gül.

    BİRSEN: Yalnız sen

    BUKET: Çiçek demeti

    BURCU: Güzel koku, ıtır

    BURÇAK: Bir bitki

    BURÇİN: Dişi geyik

    C

    CANAN: Gönülden sevilmiş, yar.

    CANAY: Ay gibi temiz.

    CANDAN: İçten, gönülden

    CANDAŞ: Candan, değerli dost

    CANSEL: Hayat veren su.

    CANSIN: İçten,gönüldensin.

    CANSU: Can suyu. Hayat veren su.

    CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan

    CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve güzel

    CEYLAN: Süzgün ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif, ince bacaklı memeli.

    Ç

    ÇAĞLA: Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali

    ÇAĞRI: Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli göz.

    ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü

    ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi

    ÇİLER: Şarkılar söyleyen, şakıyan

    D

    DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası

    DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki

    DEMET: Çiçek bağlamı, deste

    DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su

    DERYA: Büyük deniz anlamında

    DEVRİM: Yerleşik toplumsal düzenini , köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak değiştirme.

    DİCLE: Bir nehir adı. Ulu ırmak.

    DİDEM: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim

    DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan.

    DİLEK: İstek, rica,arzu.

    DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan

    DİLŞAH: Gönül şahı,sevgili,sultan.

    DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat

    DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali

    DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim

    DUYGUN: Duygulu,hassas,hisli kişi.

    E

    EBRU: 1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı

    ECE: Kraliçe. Güzel kız,kadın.

    ECESU: Su gibi berrak ve güzel.

    EDA: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,ödeme. (Namaz için)kılma,yerine getirme. Üslup.

    ELANAZ: Ela gözlü,nazlı güzel.

    ELANUR: Ela gözleriyle nur saçan.

    ELÇİN: Deste, tutam

    ELİF: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.

    ELVAN: Renkler,çeşitler.

    EMEL: Arzu, özlem.

    EMİNE: İnanılır,güvenilir.

    ESEN: Sağlıklı, salim

    ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça

    ESİN: Sabah rüzgarı

    ESMA: İsimler,adlar. Çok yüksek olan.

    ESNA: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an.

    ESRA: En çabuk, çok çabuk

    EVİN: Bir şeyin içindeki öz; Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü

    EZGİ: Melodi, şarkı, türkü

    F

    FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın.

    FERAH: Aydınlık, iç açıcı

    FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet

    FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş

    FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek. Çok değerli inci.

    FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.

    FİGEN: Yaralayan, kıran

    FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.

    FİRDEVS: Cennetler. Cennet bahçeleri.

    FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı

    FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek

    FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik

    FÜSUN: Büyü

    G

    GAMZE: Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur

    GAYE: Amaç, erek

    GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek

    GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey

    GONCA: Tam açılmamış çiçek

    GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında

    GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel

    GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi.

    GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.

    GÜHER: Cevher

    GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül

    GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.

    GÜLBEN: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.

    GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer.

    GÜLCE: Gül gibi.

    GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven.

    GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında

    GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel

    GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan

    GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen

    GÜLİN: Güzel,zarif.
    **GÜLİZ:

    ** Gül yetiştiren

    GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam

    GÜLNİHAL: Gül fidanı.

    GÜLRİZ: Gül saçan

    GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı

    GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında

    GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan
    **GÜLŞEN:

    ** Gül bahçesi

    GÜLÜM: Bana ait olan gül. Canım.

    GÜNAY: Hem gün, hem ay

    GÜNNAZ: Nazlı kişi.

    GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan.

    GÜZİN: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen.

    GÜZÜN: Güz mevsiminde olan

    H

    HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası.

    HANDAN: Güleç, sevinçli,şen şakrak.

    HANDE: Gülüş, gülme. Açılma. Eğlenme.

    HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran

    HAZAR: Barış

    HEVES: Bir şeye duyulan istek

    HELİN: Yuva

    HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş, sevda

    HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu
    **HÜMEYRA:

    ** Kızıllık, pembelik

    I

    ILGAZ: Atın dört nala koşması. Hücum,akın.

    ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık

    IRMAK: Akarsuların en büyüğü

    IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık,nur.

    IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık

    IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi

    İ

    İDİL: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa şiir; Volga ırmağına Türkler'in verdiği ad

    İLGİ: İki şey arasındaki ilişki; Bir şeye duyulan merak; Eğilim

    İLKAY: Ayın ilk hali.

    İLKE: Temel alınan düşünce, kural

    İLKİM: İlk çocuğum anlamında

    İLKNUR: İlk ışık

    İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım

    İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridyede yetişmiş değerli madde

    İPEK: İpekböceği kozasından elde edilen ince, parlak kumaş. Kibar, zarif.

    İREM: Bahçeleriyle ünlü masal kenti

    İZEL: El izi anlamında

    İZİM: Önceden bulunduğum yerde bıraktığım belirti anlamında

    J

    JALE: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları

    JÜLİDE: Dağınık, karmakarışık

    KADER: Değişmez bir karar ile iyilik ya da kötülük hazırladığına inanılan olağan üstü güç

    KADRİYE: Değerle ilgili / İtibar, onur

    KAMELYA: Çaygillerden büyük çiçekler açan bir bitki – Yabangülü

    KAMİLE: Tam, eksiksiz, kemale ermiş, bilgin, bilgili

    KAMURAN: İstediğine ulaşmış, mutlu

    KARANFİL: Kokulu bir çiçek

    KARDELEN: Baharda çok erken açan bir çiçek, çiğdem

    KARMEN: Parlak kırmızı
    KAYRA: Büyük birinden gelen iyilik – İhsan

    KERİMAN: Cömert, ulu, büyük

    KERİME: Cömert, ulu, büyük, kız çocuk

    KEVSER: Cennette bir akarsuyun adı

    KISMET: Talih, nasip, kader

    KIVILCIM: Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası

    KIYMET: Değer, paha (baha), bedel

    KİRAZ: Gülgillerden bir meyva ağacının sulu

    KUMRU: Güvercinden küçük boz renkli kuş

    KÜBRA: En büyük

    L

    LALE: Çan biçiminde bir çiçek

    LAMİA: Parlayan, parlak.

    LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.

    M

    MAHPERİ: Güzeller güzeli.

    MANOLYA: Bir süs bitkisi

    MELDA: İnce ve taze bedenli

    MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri

    MELİKE: Kadın hükümdar, padişah eşi.

    MELİS: Bal, bal arısı

    MELİSA: Oğul otu

    MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel

    MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı

    MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası

    MÜGE: İnci çiçeği

    MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış

    N

    NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış

    NAZAN: Cilve yapan,nazlanan,nazenin.

    NAZLI: Naz yapan; İşveli, edalı

    NECLA: Evlat, çocuk. Soylu.

    NERGİS: Bir süs bitkisi

    NERMİN: Yumuşak,narin,ince.

    NESLİ: Soylu.

    NESLİHAN: Han soyundan. Sevgi ile hükmeden.

    NEVAL: Talih,kader,kısmet.

    NEVRA: Beyaz çiçek. Işıklı olma, parlaklık.

    NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili. Fidan, taze sürgün.

    NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır

    NİL: Çivit. Mısır'da bir nehir

    NİLAY: Işıklı mavi,ışıklı lacivert.

    NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde

    NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi

    NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık

    NURAN: Nurlu, ışıklı.

    NURAY: Işık saçan.

    NURCAN: Aydınlık insan.

    NÜKHET: Güzel koku

    O

    OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel

    OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı

    Ö

    ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; gerçek ben anlamında

    ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan

    ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili

    ÖZGE: Yabancı. İyi, güzel. Cana yakın, şakacı. Yürekli, gözü pek

    ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret

    ÖZNUR: Özü ışıklı,aydınlık.

    P

    PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi

    PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki

    PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları

    PINAR: Büyük su kaynağıÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay

    R

    RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı.

    RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel

    REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen

    REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu

    RUHŞEN: Neşeli, canlı.

    S

    SANEM: Çok güzel kadın; Put

    SEBLA: Uzun kirpikli göz

    SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen

    SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit

    SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı

    SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz madde SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak

    SEHER: Tan ağartısı

    SELDA: Bir söğüt cinsi

    SELEN: Haber, müjde

    SELİN: Gür akan su

    SELMA: Barış içinde,huzur,erinç.

    SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan

    SEMA: Gökyüzü; göç

    SEMEN: Yasemin çiçeği. Semizlik.

    SEMRA: Esmer kadın.

    SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça'da put; Arapça'da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel

    SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı

    SERAY: Ay gibi güzel

    SERMA: Kış soğuğu

    SERPİL: Gelişmek, büyümek

    SERPİN: Yağmur

    SERRA: Rahatlık, kolaylık

    SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında

    SEVAL: Severek al anlamında

    SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek

    SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu

    SEVİL: Her zaman sevilen biri ol

    SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik

    SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku

    SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen.

    SEYLAN: Sel, akma, akış

    SEZEN: Hisseden, sezgili

    SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar

    SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği

    SEZİN: Sezinleme işi, sezme. Duygulu, anlayışlı.

    SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası

    SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler

    SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim

    SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi

    SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği.

    SUZAN: Yakan, yakıcı.

    Ş

    ŞAFAK: Gündoğumundan önceki aydınlık

    ŞEBNEM: Çiğ, gece nemi, jale

    ŞENAY: Mutlu geçen ay

    ŞEYDA: Çılgın, deli divane

    ŞİRİN: Cana yakın, sevimli

    ŞULE: Alev, ateş alevi

    ŞÜKRAN: İyilik bilme, minnettarlık

    T

    TANSU: Göğüsle ilgili

    TAYYİBE: 1.İyi davranış. 2.Yatıştırıcı, hoşa giden söz

    TİJEN: Taç, taçlar

    TİLBE: Put - Güzel kadın

    TUBA: 1.Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç. 2.Güzellik, iyilik. 3.Rahat

    TUĞÇE: Küçük tuğ

    TÜLAY: Ayın ince ışığı

    TÜLİN: Ayın çevresinde görülen ışık halkası

    TÜRKAN: 1.Kraliçe. 2.Güzel kız

    Ü

    ÜLKÜ: Amaç, ideal

    V

    VİLDAN: Yeni doğmuş çocuklar

    Y

    YASEMİN: Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki

    YELİZ: Ferah yer, aydınlık, havadar

    YEŞİM: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş

    YILDIZ: Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri.

    YONCA: Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı

    Z

    **ZEHRA:

    ** Çok beyaz, parlak yüzlü

    ZELİHA: Züleyha, su perisi

    ZERRİN: Altından yapılmış.

    ZEYNEP: Süs, bezek.

    ZUHAL: Satürn gezegeninin adı.

    ZULAL: Hafif, güzel, soğuk su.

    ZÜMRÜT: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı.

    Vitrin


    En Çok Aranan Haberler