BİZE ULAŞIN
Mirriam N. Vollitare, 10 Adımda Karakter Analizi kitabında insanların davranış biçimleri, ses tonu ve mimiklerinin onları anlamamızı sağladığını belirtiyor. İnsanları doğal tutumlarıyla değerlendirmek için önce kendi tavır ve tutumlarınıza bakmanız gerekiyor.
Yazar kendinizi değerlendirirken şu soruları sormanızı öneriyor;
Yolda yürürken çevrenizdeki kişileri algılar mısınız?
Her söylenene inanır mısınız?
Bir kişinin sözlerinizden veya tavırlarınızdan alındığını anlar mısınız?
Bu soruların yanıtları size sezgilerinize ne kadar güvendiğinizi gösterecek. İç ses bize her zaman doğruyu söyler ve dünyanın etkilerini dile getirir, yansıtır.
İnsanları tanıma becerinizi geliştirmek için iyi bir dinleyici olmalısınız. Konuştuğunuz insan size bişey anlatırken size nasıl bakar, sesi nerede alçalıp yükselir dudakları aşağımı sarkar, yukarı mı kalkar? İlk fırsatta bir arkadaşınızı gerçekten dinleyin. Bu zamana kadar farketmediğiniz hangi ayrıntıları farkedeceksiniz görün. Sevdiğiniz ve sevmediğiniz insanları neden sevmediğinizi ve sevdiğinizi düşünerek notlar alın. Arkadaş seçerken bunlar daha az yanılmanızı sağlar. Arkadaşlarınızın sizde sevmedikleri yönlerinizi de değerlendirin ve bunları düzeltin.
Filmleri sessiz ya da sessiz bir film izleyin. İnsanların hareketlerine bakarak onların neler söylediklerini, ne hissettiklerini anlamanızı sağlayacak en basit yöntem budur. Onları tavırlarına bakarak anlama yeteneğinizi geliştirirsiniz.
Karşınızdakinin söyledikleri tavır ve ses tonuyla desteklenmiyorsa bir önemi yok. Yazar Mirriam N. Vollitare, erkeklerin ses tipleriyle karakterinin ilişkili olduğunu belirtiyor. Boğuk sesli erkekler; kendilerinden emin değil, alçak sesli olanlar; dikkat çekmeye çalışıyorlar, kendilerine güveni azalan erkekler; daha yüksek sesle konuşuyor. Günlük yaşamlarında yatak odası sesiyle konuşanlar ise; tamamen güvenilmez, kendine de güvenmeyen, kendini kanıtlayamamış kişiler olarak nitelendiriliyor. Cansız ses tonuyla konuşanlar da; kayıtsız, tutuk, kaygılı ve çekingen kişiler olarak tanımlanıyor. Bu kişiler duygularını bastırdıklarından etrafındakilerle mesafe koyarlar.
Birine dokunmak yakınlığın veya duygusal karışıklığın göstergesi olabilir. Konuşma sırasındaki ufak bir dokunuş önemli bir noktaya dikkat çekmek için ya da dokunan kişinin sevme ve sevilme ihtiyacı içinde olduğunu gösterebilir. Bazı varlıklar yeterince sevimli olmadıkları için varlıklarını dokunarak göstermeye çalışırlar.
Konuşurken sürekli kendine dokunan biri gerçekleri söylemiyor olabilir. Yalanın hemen ardından elini güzüne götürmek, bilinçaltında karşıdaki kişi ile araya engel koymak veya iletişimi kısıtlamak içindir. Bir kişiden yardım istediğinizde kişi birşey söylemeden önce elini burnuna götürüyorsa yardım etmek istemiyor demektir.
Dokunmaktan kaçınanlar ise; katı ve özgüvensiz. Biri size dokunmuyorsa ya kendine güvenmiyordur ya da sizi sevmiyordur. Karşısındakini sert bir şekilde tutanlar ise kendini rekabet içinde hissettiğini ya da öfkeli olduğunu gösterir. Sadece parmak uçlarınızı sıkarak el sıkışan biri sizinle iletişim kurmak istemiyor ya da ürkek, kendine güvenmeyen biridir.
Yakından tanıdığınız insanları düşünün. Araştırmalara göre küçük çocuklar büyüklerini belirli yüz ifadeleri ve mimikleri öğrendikten sonra anlamaya başlıyor. Sizi dinlediğini söyleyen biri boş boş bakıyorsa sizi dinlemiyor demektir. O sıralarda sadece uğultu duyuyordur. Biri sizden hoşlanıyorsa gözleri uzun süre sizden ayırmaz ve göz bebekleri büyür. Göz temasından kaçınan biri ya çok ürkek ya da bir şey saklıyordur. Birinin sizi beğenip beğenmediğini çapraz bakışlarıyla anlayabilirsiniz. Karşınızdaki önce sola bakar sonra bakışlarını üzerinizden geçirerek sağa bakar. Gerçek bir gülümsemeyi gözlerden anlayabilirsiniz. Göz seğirmesi gerilim ve stres sonucu aoluşur. Dudaklarını ısırmak ya da yemek ise; bastırılmış öfkenin kontrollü ifadesidir. Dudağını ısırırken başını sallama öfkeyi bastırma aşamasıdır. Dudakları yalamak gerçekği söylememe veya sinirin ifadesidir.
Kağıda bastırarak yazan kişiler güçlü kişilerdir. Kağıda orta derecede bastırarak yazan kişiler ise yaratıcı, enerjik ve beceriklilerdir. Hafif yazanlar ise belirledikleri hedefe genellikle tesadüfen ya da normalden uzun bir sürede ulaşırlar.
Eğilmek: Sizden hoşlanan birinin size doğru eğilmesi kaçınılmazdır. Bu size değer verdiğini gösterir.
Fazla mesafe bırakmak: Gereğinden fazla uzak durması sizden hoşlanmadığını gösterir. Bu tavrın sebebi kibir de olabilir.
Davranışları yinelemek: Elinizi çenenize dayayın ve tek kaşınızı kaldırın. Karşınızdaki aynı hareketleri tekrarlıyorsa konuşmaya kaptırmıştır.
Başı yana eğmek: 'Seni dinliyorum, seninle ilgileniyorum' mesajı vermenin en kolay yollarından biridir.
Baş sallamak: Ondan hoşlanmanızı istiyor ve kendinizi iyi hissetmeniz için herşeyi yapabilir. Ancak kendine güvensiz, reddedilme kaygısı yaşayan insanlarda da görülür.
Başı kaşımak: Zihindeki karışıklığı veya kişisel bir güvensizliğin dışa vurumu olduğu söylenebilir.
Başı öne eğmek: Zihindeki bir karışıklığın veya kişisel bir güvensizliğin dışa vurumu olduğu söylenebilir.
